Güneş Sistemi

Güneş Sistemi ile ilgili birçok bilimsel ve popüler bilgiye internet ortamında kolayca ulaşabilirsiniz. Biz burada daha çok Güneş Sistemi cisimlerini nasıl gözleyebileceğinizle ilgili bilgi vermek isteriz.

Güneş Sistemi bildiğiniz gibi yıldızımız Güneş ve kabaca onun çevresinden dönen gezegenler, gezegenlerin uyduları, meteorlar, kuyruklu yıldızlar ve astreoidlerden oluşmaktadır. Gezegenler Güneş’ten aldıkları ışığı yansıtarak görünür olurlarken, Güneş kendi ışığını kendi üretir. Güneş’in ışığı teleskop/dürbün ile doğrudan gözlenememelidir. Bu çok ciddi kalıcı göz hasarlarına neden olur. Güneş’i gözlemlemek isterseniz bir Güneş teleskobu ya da gece gözlemlerinde kullandığınız teleskobunuzun ölçülerine uygun bir Güneş filtresi kullanmanız gerekir. Kullanacağınız filtreye göre ya Güneş lekelerini ya da Güneş patlamalarının madde atımlarını Güneş diski çevresinde görebilirsiniz.

Güneş’e en yakın olan gezegen Merkür, çok küçük olması ve Güneş’in aşırı parlaklığı içinde kaybolmasından dolayı gözlenmesi en zor gezegenlerden biridir. Çoğunlukla Güneş diski (Güneş’in filtre ile gözlenmesi sırasında gördüğümüz daire şeklindeki Güneş yüzeyi) üzerinden geçişi (Transit) sırasında gözlenir ancak Merkür’ü her gün Güneş diski üzeriden geçerken göremeyiz. Bunun nedeni Merkür’ün yörüngesinin eğimidir. 21. yüzyılda ger.ekleşecek 14 Merkür Transitinin 4.sü 11 Kasım 2019’da gerçekleşti. Güneş diski önünden Merkür’ün geçişi yaklaşık 5.5 saat sürmektedir.

Ayrıca Merkür Güneş çevresindeki bir tam turunu (1 yıl) 88 günde tamamlar. Merkür iç gezegen olması dolayısıyla her zaman Güneş’e çok yakın konumda görünebilir. Yani gece 12:00’de gökyüzünde Merkür’ü aramamalısınız çünkü muhtemelen ya Güneş’ten hemen önce ya da hemen sonra batmış yani ufkun altına inmiştir.

Bu görüntü 9 Mayıs 2016 yılında geçekleşen Merkür geçişi sırasında elde edilmiştir.

Venüs, Güneş’e Merkür’den daha uzak olması nedeniyle daha uzun süre gözlenebilir. Ayrıca yoğun atmosferinin yansıtma gücü sayesinden gezegenlerimiz arasında en parlak ve ihtişamlı olanıdır. Venüs iç gezegen (Dünya ile Güneş arasında kalan) olmasından dolayı Ay gibi evreler gösterir ve tıpkı Merkür gibi Venüs Geçişi (Transit) de astronomlarca büyük ilgiyle karşılanır. Çünkü Venüs Transiti Merkür Transiti’nden daha nadir görünür. Venüs’ün son transiti yani Güneş diski önünden geçişi toplamda 6 saat 40 dk sürmüştür.

6 Haziran 2012’de gerçekleşen Venüs geçişinden sonraki Venüs geçişi 105.5 yıl sonra 10-11 Aralık 2117 yılında tekrarlanacak.

Dünya’mız ile ilgili gözlemler sırasında bilmemiz gereken en önemli şey atmosferimiz, ışık kirliliği ve Dünya’nın dönüş hızı gibi etmenleri iyi öğrenmek ve doğru yöntemlerle bu etkileri en aza indirmeye çalışmaktır. Bu üç etkenden en zorlayıcı olan muhtemelen ışık kirliliğidir. Şehir merkezlerinde yapılan yanlış aydınlatmaların sonucu olarak gece gökyüzüne baktığımızda gördüğümüz yıldız sayısı çoğunlukla 10’u geçmez. Ancak ışık kirliliğinden uzakta, temiz bir gökyüzüne sahip bir dağda, kamp alanında, yaylada ya da köylerde çok daha fazlasını görebiliriz. Gök cisimlerine bakmanın yeterli olmadığı, fotoğraf çekmenin büyük bir hobiye dönüştüğü noktada da yine karanlık gökyüzüne sahip bölgeler tercihimizdir. Atmosfer etkisi genelde ufuk civarında olan gökcisimlerini gözlerken yoğun olarak hissedilir ve genelde Ay gözlemlerinde ışığın saçılması arttığı için rengi daha kırmızı görünür. Doğru bir gözlem yapmak istersek hem atmosfer etkisinden hem de ışık kirliliğinden kurtulabilmek için genellikle ufuktan en az 15-20 derece yukarıda bulunan cisimleri gözlememiz gerekir.

Dünya’nın dönme etkisi özellikle teleskopla fotoğraf çekmek istediğimizde karşılaştığımız bir etkidir ve bundan kurtulmanın çok kolay bir yolu vardır. Teleskop kundağınızın takip motoruna sahip olması, gözlemler sırasında baktığınız cismi devamlı olarak teleskobun görüş hizasında tutmaya yarar. Böylece görüş alanından kaybolmadan istediğiniz gökcismini fotoğraflayabilirsiniz. Takip motorları Dünya’nın dönüş etkisini sıfırlamak için, Dünya’nın dönüş hızıyla aynı hızda ve Dünya’nın dönüş yönünün aksi yönde teleskobunuzu hareket ettirir.

Eğer Dünya’nın dönüş etkisini mükemmel bir fotoğrafa çevirmek isterseniz o zaman teleskobunuzu bir kenara bırakıp fotoğraf makinenizi kutup yıldızına çevirmek ve uzun poz süresi vererek yıldız izlerinin tadını çıkarmak yeterli!

Dünya’nın uydusu Ay ise özellikle yeni başlayan herkesin ilk bakacağı cisimlerden biridir. Kraterlerinin detaylarını gördüğünüzde kendinizi Ay’da yürüyor gibi hissedeceğiniz gözlemler sırasında özellikle Dolunay evresindeki Ay’ın çok parlak ışığını kısarak daha kaliteli bir gözlem yapabilmek için Ay filtresi kullanabilirsiniz.

Mars, Güneş’e uzaklık bakımından 4. sıradaki gezegendir ve kaya gezegenlerin sonuncusudur. Üzerinde uzun yıllardır yapılan çalışmalar sonucunda herkesin ilgini çekmiş kızıl renkli bir gezegendir. Gezegene kızıl rengini veren yüzeyindeki demiroksit yani pastır. Mars, Güneş Sistemi’nin en yüksek dağı olan Olimpos dağına ve en büyük kanyonu olan Marineris Vadisi’ne ev sahipliği yapar. Kızıl sabit ışığıyla onu gökyüzünde rahatlıkla bulabilirsiniz. Teleskopla gözlenmeye ve barlow lens aracılığıyla yeterli büyütme yapılarak fotoğraflanmaya uygun bir gök cismidir.

Jüpiter ise Güneş Sistemi’nin en büyük ve en göz alıcı gaz devlerinden biridir. Güneş’e uzaklık sıralamasında 5., büyüklük sıralamasında 1.’dir. Gökyüzünde eğer Venüs görünmüyorsa gökyüzünde göreceğiniz en parlak gök cismi Jüpiter’dir. Sahip olduğu uydularından en büyük 4 tanesi (Io, Europa, Callisto, Ganimede) Galileo uyduları olarak da bilinir ve Galileo’nun 5cm çaplı teleskobuyla 400 yıl önce yaptığı gözlemlerde keşfedilmiştir. Bu uyduların yer değişimi Jüpiter’in gecelik gözlemler sırasında bile gözlemlenir. Jüpiter, üzerinde bulunan Dünya’dan daha büyük boyutlu bir kasırganın sonucu oluşan kırmızı lekesiyle de bilinir. Bu leke ve Jüpiter’i oluşturan farklı gazların oluşturduğu renk kuşakları gözlemler sırasında fark edilmektedir. Gözlemler sırasında kullandığınız teleskobun görüntüsü ne kadar keskinse bu renk geçişlerini o kadar net görürsünüz.

This full-disc image of Jupiter was taken on 21 April 2014 with Hubble’s Wide Field Camera 3 (WFC3).

Satürn, Güneş Sistemi’nde en büyük 2. gezegen ve Güneş’ten uzaklık sıralamasında 6. gezegendir. Satürn’ün meşhur halkalarını da Galileo keşfetmiş, bu halkaları gezegenin etrafındaki kulaklar olarak tanımlamıştır. Yıllar içerisinde gezegenin Güneş etrafındaki hareketinden ve salınımından kaynaklı olarak halkaların Dünya’dan görüş açısı değişmektedir. Satürn’ü gökyüzünde bulmak için sarı, sönük ve sabit ışığını zodyak takımyıldızları arasında bulmaya çalışabilirsiniz.

Uranüs ve Neptün, Güneş Sistemi’nin en uzak gezegenleri olan gaz devleridir. Mavimsi ışıkları çıplak gözle görünemez, ancak teleskopla gözlemeyi deneyebilirsiniz.

Güneş Sistemi’nde gezegenler ve uydularından başka, Kuyruklu Yıldızlar da teleskopla gözlenebilir. Kuyruklu yıldızların yörüngeleri üzerinde bıraktıkları kalıntıların oluşturduğu bölgeden Dünya’nın yörünge hareketi sırasında periyodik olarak geçmesiyle oluşan Meteor Yağmurları ise teleskopsuz olarak gözlenir.

Neowise Kuyruklu Yıldızı

Meteor yağmurlarını çıplak gözle gözleyebileceğiniz gibi, fotoğraf çekerek onları yukarıdaki gibi kaydedebilirsiniz de.